Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek canlı yayında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Japon yenini borçlanmak çok ucuzdu. Japon yeninden borçlanıp onu dolara çevirip, ABD hissesi almak Japonya’da rağbet gören bir ticaret.
Japonya’da son 1 ayda yenin değerlenmesi söz konusu. Yen, dolara karşı yüzde 13 civarında değer kazandı, faiz yükseldi. Bu beraberinde bir düzeltme getirdi. Bugünkü piyasa tepkisine bakarsak bu geçici. Burada önemli olan ABD’nin yumuşak inişi başarıp başaramayacağı konusu. Önümüzdeki dönemde veriler bu perspektifte değerlendirilecek. Piyasanın bugüne kadarki yaklaşımı yumuşak inişin başarıldığı yönünde.
Bu konuya yakından bakılacağını söyleyebilirim. Bu bir düzeltme hareketi. Türkiye yansımalarına bakacak olursak birkaç hususun altını vurgulamakta fayda var. Birincisi küresel büyümede bir yavaşlama olacaksa bu bir taraftan risk iştahını olumsuz etkiliyor, bizi de olumsuz etkiler. Beraberinde petrol fiyatlarında, emtia fiyatlarında düşüş getiriyor. Petrol fiyatlarının tepkisi aşağı yönlü oldu. Petrol fiyatlarındaki düşüş bizi cari açık kanalıyla, enflasyon kanalıyla olumlu etkiler. Petrol ve doğal gaz fiyatlarının gerilemesi Türkiye ekonomisini olumlu etkiler.
“FİNANSAL KOŞULLARIN GEVŞEMESİ BİZİM LEHİMİZE BAKAR”
Diğer bir husus cuma gününe giderseniz, düne giderseniz piyasalar Fed’in çok daha fazla ve hızlı faiz indireceğini fiyatlamaya başladı. Bir ara yüzde 90 olasılıkla 118 baz puanlık faiz indirimi fiyatlanmaya başlamıştı. Küresel finansal koşulların da gevşemesi Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin lehine.
Finansal koşulların gevşemesi bizim lehimize bakar. Bizde çok aşırı yabancı pozisyonu yok. Son 1 yılda önemli kaynak girişi oldu ama geçmişe oranla ve başka ülkelere oranla buradaki yoğunlaşma az.
Bu tür çalkantılar Türkiye’yi nasıl etkiler? Bizim bir hikayemiz var. Bir dezenflasyon hikayesi, yapısal dönüşüm hikayesi. Hikayesi olan ülkeler bu tür olumsuz koşullarda bile nispeten az etkilenebilirler. Yabancı pozisyonunun çok yüksek olmaması, hikayemizin olması, petrol fiyatlarındaki düşüşün bize olumlu yansıyacak olması gibi faktörler bu türden çalkantıların Türkiye’ye yansımalarını sınırlar.
‘ENFLASYON EN BÜYÜK PROBLEM’
Geçen sene eylül ayının başında açıkladık. Uygulamakta olduğumuz bir reform programı var. İstikrardan kastımız makrofinansal istikrar, fiyat istikrarı. Bizim geçen sene eylül ayı başında kamuoyu ile paylaştığımız önemli bir reform programı var.
Bu programın en büyük önceliği milletimizi hayat pahalılığı belasından kurtarmaktır. Sabit gelirliler açısından, gelir dağılımını bozan çok önemli bir makroekonomik problem olarak görüyoruz.
Biz bir yıllık geçiş dönemi öngördük. Enflasyonu düşürmek için politika setini inşa etmemiz gerekiyordu. Biz geçiş dönemini mayıs ayında bitirdik. Haziran itibarıyla yıllık enflasyon düşmeye başladı. Temmuzdaki düşüş oldukça güçlü bir düşüş. Bu ağustosta da devam edecek.
Şu anda enflasyondaki gelişmeler yıllık enflasyondaki düşüş bizim program öngörülerimizle paralel gidiyor. Mayıs ayında enflasyon zirveyi buldu. Temmuz ayında yaklaşık yüzde 62 civarına indi. Şimdi önümüzdeki 12 ay için piyasa beklentisi yüzde 30 civarı, 24 ay için piyasa beklentisi yüzde 19 civarı. Biz bu beklentilere değer veriyoruz ama performansımız ile hedeflerimiz arasındaki fark azaldıkça, hedeflerimize yakınsadıkça inanıyoruz ki beklentilerin de yakınsama ihtimali yüksektir.
‘2025 YILINDA İLK RAHATLAMAYI GÖRECEĞİZ’
Enflasyonu düşürmede çok kararlıyız. Milletimizin şu anda karşı karşıya olduğu sıkıntıları gidereceğiz. 2025 yılında ilk rahatlamayı göreceğiz. 2025 dezenflasyon yılı olacak. Milletimiz sonuçları görecek, çektiğimiz sıkıntılara değecek.
‘MİLLETİMİZ BİZE İNANSIN’
Geçen sene bir çalışma yayınlandı. 56 ülkede 100 enflasyon şoku incelendi. Enflasyonun şok öncesine dönmesi ortalama 3.4 yıl alıyor. Biz daha ilk yılımızı yeni doldurduk. Ben hep söylüyorum milletimiz bize inansın. Biz güçlü bir program ortaya koyduk.
‘ENFLASYON DÜŞECEK, ZAMANA İHTİYACIMIZ VAR’
Biz bunu başaracağız, enflasyon düşecek. Çünkü para politikası, maliye politikası gelirler politikası ona göre tasarlandı. Biraz zamana ihtiyacımız var.
ORTA DOĞU’DAKİ KRİZ, ENERJİ ZAMLARI PROGRAMI OLUMSUZ ETKİLER Mİ?
Merkez Bankası’nın hedef patikası var. Bu sene için bizim belirlediğimiz bandın üstü yüzde 42. Biz şu an itibarıyla enflasyondaki gidişatın öngörülerimizle uyumlu olduğuna inanıyoruz. Yüzde 40 civarı bir enflasyonla yılı kapatacağımıza inanıyoruz. Piyasa beklentileri de yüzde 43 civarı. Daha öncesine gidin beklentiler çok yüksekti. Geçen sene ekim ayına gidin 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 45’ti bugün yüzde 30’a düştü.
‘ORTA DOĞU’DAKİ GERGİNLİKLERİ ÖNEMSİYORUZ’
Orta Doğu’daki kriz eğer büyürse tabi ki bizi olumsuz etkiler. Turizm kanalından, petrol fiyatları kanalından etkileniriz. Bugüne kadar jeopolitik gerginlik endeksi var. Bayağı yukarı çıkmış, piyasa fiyatlamalarına baktığınızda piyasa savaşın yayılmayacağı varsayımından hareket ediyor.
Orta Doğu’daki gerginlikleri biz önemsiyoruz. Son Japonya merkezli piyasadaki çalkantıları yakından takip ettik. Biz de gelişmekte olan bir ülkeyiz. Risk iştahındaki gelişmeler bizi de etkiliyor.
DOĞAL GAZ VE ELEKTRİK FİYATLARI HAKKINDA
Biz enerjideki fiyat artışları yıllık bazda baktığımızda zaten enflasyon patikası ile uyumlu yaptık. Programı yaparken Merkez Banka’mızla bunu istişare etmiştik. Burada bir sürpriz yok. Yıl sonu enflasyon hedefini tutturacağız, bu konuda kararlıyız.
‘3 KURULUŞTAN KREDİ NOTU ARTAN TEK ÜLKE TÜRKİYE’DİR’
İki kademe not artışı çok istisnadır. Moody’s ilk kez Türkiye’yi iki kademe yükseltmiştir. İki kademe not artışları normal değil, istisnaidir. 2024 içerisinde dünyanın önde gelen üç ayrı kredi derecelendirme kuruluşundan kredi notu artan dünyada tek ülke Türkiye’dir.
Şu anda piyasaların bizi fiyatlamasına bakarsanız en az 1 kademe üstte fiyatlıyor. Piyasanın varlıklarımızı fiyatlarken birtakım değerlendirmeler yapıyorlar. Onlar mevcut kredi notunun 1kademe üzerinden değerlendiriyorlar. Yatırım yapılabilir ülke statüsü zaman alıyor. İlk defa Türkiye kredi notu değerlendirmesine tabi tutulduğunda 90’lı yılların başıdır. Yatırım yapılabilir ülke statüsünden başlıyor 94’te bu statüyü 2013 yılına kadar kaybediyor. Bu bir süreç içidir. Çok daha hızlı bir şekilde oraya gideceğimize inanıyorum.
‘ENFLASYONU TEK HANEYE DÜŞÜRMEMİZ LAZIM’
Enflasyonu tek haneye düşürmemiz lazım. Bizde cari açık yüksek, kalıcı bir şekilde sürdürülebilir noktaya çekmemiz lazım. Bu program 4 yıl boyunca kararlı bir şekilde uygulanıp cari açığı kalıcı bir şekilde yüzde 2 civarına indirim, enflasyonu düşük tek haneye indirirsek önümüzde piyasalar bizi yatırım yapılabilir ülke olarak fiyatlarlar.
Ülkemizin kendisinden teknolojik olarak daha gelişmiş ülkelerden doğrudan yatırım çekmesi lazım. Doğrudan yatırımların canlanması zaman alıyor. Türkiye bu programı uygulayarak doğrudan yatırımlar için önemli bir cazibe merkezi haline geldi.
Gelişmekte olan ülkelere göre bizim büyüme performansımız çok iyi. Gelişmekte olan ülkelere göre reel olarak daha hızlı büyümüşüz.
Siz bir ülkeye yatırıma gittiğinizde pazarın büyüklüğüne bakarsınız, büyüme potansiyeline bakarsınız, altyapıya bakarsınız, enerji var mı? Türkiye’nin burada çok büyük avantajı var.
Dünya Bankası bütün ülkeleri sıralıyor. Lojistik endeksine bakıyor. Türkiye dünyada 38’inci sırada. Bize benzer 92 ülkeden daha iyiyiz. Bizim altyapımız da iyi. 20 yılda 280 milyar dolar altyapıya yatırım yapıldı.
Enflasyonla ilgili olarak tereddüdümüz yok. En büyük önceliğimiz enflasyonu aşağı çekip dar gelirli kesimleri asgari ücretlileri, memurumuzu, toplumun tüm kesimlerini enflasyon sıkıntısından kurtarmak. Hedefleri değiştirmeyi düşünmüyoruz.
‘REZERVLERDE 90 MİLYAR DOLAR İYİLEŞME’
Cari açık muhtemelen yüzde 2 civarı ve altında olacak. Rezerv birikimi hayal ettiğimizin ötesinde. Biz rezervlerde swap hariç artıya acaba birkaç yılda geçebilir miyiz diye düşünürken ilk yılda bunu muazzam bir şekilde başardık. Rezervlerde 90 milyar doların üzerinde iyileşme görüyoruz.
MALİYE 9 BÜYÜKŞEHİRDE KUYUMCULARDA DENETİME BAŞLADI, BU DENETİMLER DEVAM EDECEK Mİ, DİĞER SEKTÖRLERE YANSIYACAK MI?
Bu denetimler her sektörde yoğunlaşarak artarak devam edecek. Vergi oranlarında biz birçok alanda sınırdayız. Artık vergi oranlarındaki artıştan çok kayıt dışılıkla mücadelede dozu artıracağız. Çok kazanandan, kayıt dışı olandan biz vergi almak için ne gerekiyorsa yapacağız. O kesimler, o sektörleri uyarıyorum, sürekli sahada olacağız. Hedef vergide adalet ve etkinlik.
Kayıt dışılık en büyük adaletsizliktir. Siz işinizi düzgün yapıyorsunuz. Anayasa’da ortaya konan sorumluluklarınızı yerine getiriyorsunuz. Haksız bir avantaj unsuruna dönüşüyor. Kayıt dışılık en büyük adaletsizliklerden biridir.
‘VATANDAŞA YANSIYAN ADIM ATMADIK’
Son vergi paketinde istisnaları azalttık. Çok uluslu şirketlere asgari kurumlar vergisi getirdik. Türkiye’deki şirketlere geçmiş haklarını koruduk bundan sonrası için yüzde 10 asgari kurumlar vergisi getirdik. Vatandaşa yansıyan önemli bir adım atmadık.
‘YAPAY ZEKA MÜFETTİŞLERİMİZ DENETLEYECEK’
Bizim için kayıt dışılıkla mücadele olmazsa olmazdır. 2 yıl içerisinde yapay zeka insan aklını geçecekse o zaman bizim yapay zeka müfettişlerimiz de bütün mükellefleri denetleyecek.
TASARRUF TEDBİRLERİ HAKKINDA
Kamuda disiplin şuuru oluşmaya başladı. Güçlü bir çerçeve var bu konuda kararlıyız.”