Seçil Erzan hakkında karar çıktı
Eski banka müdürü Seçil Erzan, hayali fonla dolandırıcılık iddiasıyla bugün İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Mahkeme Erzan'a 102 yıl 2 ay 2 gün hapis cezası vererek, tutukluluğunun devamına hükmetti.
Ünlü isimleri hayali bir fon aracılığıyla milyonlarca dolar dolandırdığı iddia edilen eski banka müdürü Seçil Erzan, bugün İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.
Duruşmada, Erzan hakkında karar çıktı, mahkeme heyeti Seçil Erzan'a 102 yıl 2 ay 2 gün hapis cezası verdi.
41 KİŞİ MAĞDUR OLDUDuruşma, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’ndaki salon kapasitesinin yetersizliği nedeniyle 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda gerçekleştirildi. Duruşma saat 11.00’de başladı.
358 YILA KADAR HAPİSLE İSTEMİKurduğu ponzi sistemi nedeniyle "Ponzi Seçil" olarak da anılan Erzan hakkında, "özel belgede sahtecilik" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 109 yıldan 358 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Erzan, daha önceki duruşmada savunma yaparken, 910 gündür tutuklu olduğunu belirterek mahkemeden hakkaniyetli davranmasını istedi.
Erzan savunmasında, "Böyle bir sistem olmadığını, para kazandırma niyetiyle hareket etmediğimi bilin. Panik olduğumu, düzeltmek için uğraştığımı da bilin." ifadelerini kullanmıştı.
Ayrıca, "Bana bir verene 10 verdim" iddiasında bulunmuştu.
6 Ekim’de görülen duruşmada mahkeme, Erzan’ın bireysel emeklilik hesabındaki paraya el konulmasına karar vermişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Erzan’ın bir bankanın Levent şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den 2 milyon dolar aldığı belirtiliyor.
Erzan, yüksek kar vaadiyle bu parayı geri ödeyeceğini söyledi; ancak müşteki daha sonra Erzan’a ulaşamayınca durumu bankaya bildirdi ve suç duyurusunda bulundu.
İddianamede, Erzan’ın futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarına, Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin de dahil olduğu yalanıyla güvenilir bir fon bulunduğunu söyleyerek para yatırdırdığı vurgulanıyor.
Gerçekte böyle bir fonun olmadığı ve Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bankanın kaşesini ve ıslak imzasını kullanarak teslim ettiği belirtiliyor.
MAHKEMEDEN KARAR ÇIKTIKararını açıklayan mahkeme, sanık Seçil Erzan’ı ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘güveni kötüye kullanma’ ve ‘özel belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 102 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Erzan'ın 753 bin 880 lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına hükmeden heyet, ‘özel belgede sahtecilik’ suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Mahkeme ayrıca, sanık Erzan’ın bazı sanıklara yönelik ‘dolandırıcılık’ suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve kanaat verici delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatına hükmetti.
"ANNEMİBİR DAHA HİÇ GÖREMEYECEK MİYİM?"Duruşmada son sözü sorulan sanık Erzan, "Ben kimseyi aldatmadım. Ev hapsinde olsam kaçmam. Annemi bir daha hiç göremeyecek miyim? Kaçsam kaçardım. Tahliyemi istiyorum. Hakkaniyetli davranmanız için yalvarıyorum’’ ifadelerini kullandı.
Fatih Terim, soruşturmayı yürüten savcılığa 2 Haziran 2023'te verdiği ifadesinde, sanık Seçil Erzan'ı Denizbank Şube Müdürü olarak 5-6 yıldır tanıdığını, 11 yıldır da bankanın müşterisi olduğunu belirtti.
İşlerinin yoğunluğu nedeniyle finansal işlerine kendisinin vakit ayıramadığını aktaran Terim, şunları kaydetti:
Yani benim bütün bankacılık işlemlerimi birlikte çalıştığım bankada çalışanlar yönetmekteydi. Hayatımda hiçbir zaman Denizbank'ın hem Florya'daki hem de Levent'teki şubesine gitmedim. Paraya ihtiyacım olduğu zaman ise yakınlarımdan aile dostlarımdan isterim. Onlar gidip gerektiğinde bankadan parayı çekip bana getirirler. Bazen de yanımdaki çalışanlarım ihtiyacım olan parayı bankadan alıp bana getirip verirler. Birtakım belgelere imza atmam gerektiğinde ise zaman zaman Seçil Erzan yanıma gelip Florya'daki tesislerde imzamı alırdı. Hatta evime de geldiğinde belgelere imza atmışlığım olmuştu.
Somut dosya kapsamında bahsedilen fon ile yakından uzaktan ilgisi olmadığını savunan Terim, "Şöyle ki bu fon için kimse benden bu zamana kadar herhangi bir para istemedi. Bu fon ile alakalı Seçil Erzan'a hiç para vermedim." ifadelerini kullandı.
Zaman zaman çalıştığı bankacılara durumunun ne olduğunu sorduğunu belirten Terim, şöyle devam etti:
Onlar da kendi bilgisayarından parasal durumuma ilişkin excel tablosu olacak şekilde bir görsel fotoğraf çekip mesaj yoluyla bana yollarlar. 6 Nisan'da ben yine hesabımda ne olup bittiğini öğrenmek için Denizbank'ta çalışan Rüya hanım ile mesaj üzerinden yazıştım. O da bana bilgileri atacağına ilişkin mesaj gönderdi. Gönderdiği excel tablosunda 3 kalem gözükmekteydi. Birincisinde 219 bin 300 dolar, 47 bin 400 lira (mevduat) ve saklama o/n 3 milyon dolar şeklinde bilgiler yer alıyordu. Sonrasında Seçil Erzan'ın olayını duyunca ben bankaya sinirlendim ve bankadaki tüm paramın eşim Fulya Terim'in Garanti Bankası'ndaki hesabına aktarılmasını istedim. Bana mesaj yoluyla gönderilen ve biraz önce yukarıda bahsettiğim 219 bin 300 dolar, 47 bin 400 lira (mevduat) paranın eşimin hesabına geldiğini tespit ettim fakat 3 milyon dolar halen gönderilmedi.
Bu durumdan şüphelenerek rahatsız olduğunu ve bankadan son 11 yıla ilişkin tüm hesap hareketlerini, çektiği kredileri ve tüm parasal işlerini kapsayan belgelerin kayıtlarını istediğini aktaran Terim, bu zamana kadar bankanın kendisine sadece vadesiz hesaplarıyla ilgili dökümlerini verdiğini, bunun dışında talep ettiği hesap dökümü ile ayrıntıları vermediğini anlattı.
Terim, 3 milyon dolar parasını halen vermeyen banka çalışanı Rüya isimli kişi ile bahsettiği konuya ilişkin mesaj görselinin fotokopisini dosyaya sunacağını belirterek, "Ayrıca ben bunun gibi çok fazla aleyhime bankacılık işlemi yapıldığını fakat iyi niyetimin suistimal edildiğini düşünüyorum. Uzun yıllardır çalıştığım banka ile aramızda bu zamana kadar hep güven ilişkisi vardı. Ne kadar zarara uğratıldığımdan dahi haberdar değilim." bilgisini verdi.
Bankanın, bu zamana kadar gerçekleştirdiği işlemlerin hesap dökümünü kendisine verdiğinde muhasebe ekibiyle birlikte ayrıntılı bir inceleme yapıp buna ilişkin tüm detayları ayrıca dosyaya sunacağını bildiren Terim, "Fakat halihazırda bu zamana kadar özellikle bankacılık işlerimi yürüten Seçil Erzan, Rüya hanım ve başkaca tespit edilecek benim bankacılık işlemlerimde usulsüzlük yapan Denizbank çalışanlarından şikayetçiyim." ifadesini kullandı.
Mart 2024'te ifade veren Galatasaray'ın eski kalecisi Fernando Muslera, İspanyolca tercüman aracılığıyla konuşarak, sanık Seçil Erzan'ı 2011'de banka çalışanı olarak tanıdığını belirterek, Aralık 2022'de bankada finans işleri müdürü olarak bildiği kişiler tarafından arandığını, bu kişilerin yatırım teklifinde bulunduğunu, Erzan'ın da yatırımına karşılık yüzde 35 kar vadettiğini söyledi.
Seçil Erzan'ın, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'dan "fonu idare eden kişiler" olarak bahsettiğini anlatan Muslera, "Denizbank'ın Florya şubesinden 700 bin dolar para çektim. Ve çektikten sonra menajerim Musa Mert Çetin'e verdim. Denizbank'ın Levent şubesine bu parayı Çetin götürdü. Şubat 2023'te Ziraat Bankası'ndaki hesabımdan 500 bin dolar alıp tekrar Musa Mert'e verdim. Kendisi bu parayı Denizbank'ın içine girmeden kapıda verdi" dedi.
Erzan'ın kendisine paranın geri ödeneceğine dair resmi dekont verdiği ve bu süreçte 700 bin dolarını da Erzan'dan geri aldığını kaydeden Muslera, sanığın 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremleri sebep göstererek kendisini oyaladığını da öne sürdü.
Sanıkla iletişimi menajeri Musa Mert Çetin'in sağladığını aktaran Muslera, şöyle devam etti:
Bana, 'Biraz daha fonda yerimiz var, yatırım yapabilirsin.' dedi. Zamanında almam gereken karı alamadığım için beni ikna etmek ve rahat olmam için bana, 'fonda ünlü isimlerin olduğunu' söyledi. Ben yatırım yapmadan önce bunları söylemedi, paramı alamadığım için söyledi. Seçil Hanım ailemle yaşadığım evime geldi; 'Bu fon Hakan Ateş yönetiminde, deprem olduğu için ödemeler aksadı.' dedi. Seçil Erzan banka yöneticisi olmasaydı normal arkadaşım olsaydı, bu paraları teslim etmezdim. Ben bankaya güvendim. Ayrıca Seçil Hanım'ın oranın müdürü oluşu da para vermemde etkili oldu. Ben sadece Musa Mert Çetin'e, 'parayı geri alamazsak bankanın üst düzey yetkililerine şikayette bulunacağımı' söyledim.
Sanık Erzan'ın avukatı Bülent Aybirdi'nin, "Neden üst düzey banka yöneticilerini aramadınız?" sorusunu yanıtlayan Muslera, "Çünkü bunun için zaman kalmadı. Bunun bir yolsuzluk olduğunu anlamıştım," diye konuştu.
Soruşturma kapsamında ifade veren müşteki Emre Belözoğlu da kendi adına sürecin, kuzeni Volkan Bahçekapılı'nın araması ve Denizbank'ın bir fonunun olduğunu söylemesiyle başladığına dikkati çekti.
Belözoğlu, "Parça parça olmak üzere toplamda 4 milyon 290 bin dolar verdim. Bankadaki paraların ve evdeki altınların bazılarını ben teslim ettim, bazılarını Volkan'a ve şoföre teslim ettim. İlk parayı teslim etmeden önce Seçil Erzan'la telefonda görüştüm. Bana fonu anlattı. 'Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun yürüttüğü yüksek kar getirili bir fon olduğunu, ne kadar çok para getirirsek o kadar çok getirisi olacağını' söyledi." ifadelerini kullandı.
Seçil Erzan'ın önce 10 milyon dolar istediğini daha sonra miktarı 5 milyon dolara düşürdüğünü aktaran Belözoğlu, "Bir süre sonra, elimde bana verdiğim paralar için düzenlenen evraklarla Seçil Erzan'ın odasına gittim. Banka çalışanları odaya geldi, sonra da müfettişler geldi" şeklinde konuştu.
Emre Belözoğlu, "Şikayetçiyim, kimseye güvenerek bu yatırımı yapmadım. Bankaya ve banka tarafından atanan Seçil Erzan'a güvendim. Fatih Terim ile bu konuyla alakalı hiç görüşmemiştim. Tamamen bankadaki fona binaen bu işlere giriştik. 'Fatih Terim fonu' ifadesini sonradan duydum." ifadelerini kullandı.
Müşteki Arda Turan ise Denizbank, sanık Erzan ve kendi adına üzgün olduğunu söyledi.
Erzan hakkında, "Kendisi, Denizbank yetkilileriyle Florya tesislerine gelen, hayatının baharında bankanın gücünü arkasına almış, güven teşkil eden bir hanımefendiydi. Tesise gelerek futbolcuların işlemlerini orada yapardı. Bankası tarafından efsaneleştirilmiş, bankanın sitesinde 15 yıllık başarı öyküsü anlatılan bir hanımefendiydi." diyen Turan, sanığı bankada bir kez ziyaret ettiğini belirtti.
Arda Turan, Erzan tarafından birçok kez mevduat getirmesi amacıyla arandığını anlatarak, "Türkiye Cumhuriyeti'nde hayatım boyunca hiç faiz almamış biriyim. Seçil Erzan bana, 'Arda, mevduat yerine paranı fona koyalım, böyle imkanlar var. Bu faiz değil.' dedi ve beni ikna etti. Nefsime yenik düştüm. Bana çok yüksek getiriler vadetmemişti, 10 milyon dolar istedi," diye konuştu.
Taşınmazlarını satarak bazen de borç alarak Erzan'a Ekim 2022'den itibaren toplam 13 milyon 900 bin dolara yakın para verdiğini kaydeden Turan, bu paranın 6 milyon 400 bin dolarını kendi isteğiyle aralıklarla aldığını dile getirdi.
Yaklaşık 4 milyon dolar kar vadeden Erzan'ın devam eden süreçte annesinin hastalığı ve depremleri bahane ederek kendisini oyaladığını ileri süren Turan, bankaya güvenerek parasını teslim ettiği yöneticiler Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'yu suçlamadığını ancak mağdur olduğunu beyan etti.
Turan, şöyle devam etti:
Denizbank şube müdürüne sahip çıkmalıdır. Hayatım boyunca Seçil Erzan'ı tehdit etmedim, hakaret etmedim. Kardeşim ve şoförüm Erzan'a bu paraları 12-13 parça halinde verdi. Denizbank'ın şube müdürünün böyle bir durum içinde olabileceğini düşünmedim. Ben Ocak 2023 sonuna doğru bazı futbolcuların da fonda olduğunu öğrendim.
Emre Çolak'ın fona girmesi için Seçil Erzan'a telkinde bulunup bulunmadığı sorulan Turan, "Erzan bana, 'Emre Çolak'a gideceğini' söylemişti. 'Arda fona para sokmamız lazım ki, çalışsın.' diyordu. Emre abi beni arayınca olayı anladım. Hala bile inanmak istemiyorum. Ben bu konularda biraz safım" dedi.